Vitaminlerimiz Bölüm 1: A Vitamini

A'dan K'ya vitaminler sağlığımız için gereklidir. Vücudumuzdaki birçok farklı kimyasal süreçte rol alırlar. Örneğin, bağışıklık sistemimizi güçlendirir ve savunmamızı harekete geçirirler. Ancak, birkaç istisna dışında, insan vücudu ihtiyaç duyduğu vitaminleri kendisi üretemez. Yeni serimizde, her bir vitaminin ne yapabildiğini, vücutta nelerden sorumlu olduğunu ve nereden aldığımızı açıklıyoruz. A vitamini ile başlayalım.

© iStock
Vücuduma A vitaminini nasıl sağlayabilirim?

A vitamini aslında tek bir vitamin değil, vücutta benzer etkiye sahip bir grup maddedir. Bunlardan en iyi bilineni retinol olup, genellikle yanlışlıkla A vitamini ile eş tutulmaktadır. Ayrıca vücudun A vitaminine dönüştürebildiği provitaminler olarak adlandırılan A vitamini öncüleri de vardır. Bunlara örnek olarak beta-karoten (provitamin A) verilebilir.

Ne işe yarar?

A vitamini görme fonksiyonu için önemlidir. Cildin ve mukoza zarının sağlıklı kalmasına yardımcı olur. Ayrıca hücre büyümesi ve hormon üretiminin kontrolünde de rol oynar. Bağışıklık sistemimiz de A vitaminine ihtiyaç duyar.

Ne kadarına ihtiyacım var?

Alman Beslenme Derneği (DGE) kadınlar için günlük 0,8 miligram retinol eşdeğeri ve erkekler için günde 1 miligram alımını önermektedir. Sigara içenlerin ve çok alkol tüketenlerin ihtiyacı daha yüksektir.

Nerede bulunur?

Retinol balık, karaciğer, morina karaciğeri yağı, yumurta sarısı ve süt ürünleri gibi hayvansal gıdalarda bulunur. Beta-karoten ve diğer karotenoidler bitkisel kaynaklarda bulunur (bunlar aslında turuncu, sarı ve kırmızı bitki pigmentleridir). İyi provitamin A kaynakları arasında havuç, balkabağı, kırmızı biber, lahana, savoy lahanası ve hindiba bulunur. Vücudun A vitaminini emebilmesi için bir miktar yağa ihtiyacı vardır.

Günlük ihtiyacımı nasıl karşılayabilirim?

Sadece küçük bir parça karaciğer günlük ihtiyacı karşılamak için yeterlidir. Ya da orta boy bir havuç veya 150 gram ıspanak yiyebilirsiniz.

Bir eksiklik varsa ne olur?

Vücut uzun süre A vitamininden yoksun kalırsa, cilt kuruluğuna ve görme bozukluğuna yol açabilir. Eksiklik aydınlık-karanlık görüşünü bozar ve bu nedenle gece körlüğüne yol açabilir. Soğuk algınlığına yatkınlık artabilir.