Normal olan her çift için farklıdır. Cinsellikte gerçekten normal olan tek şey, normalin olmadığı gerçeğidir. Kulağa çok basit geliyor ama yine de çok zor. Çünkü medya güdümlü ve rekabet odaklı dünyamızda, özellikle cinsellik söz konusu olduğunda, kendimizi sık sık başkalarıyla kıyaslıyoruz. Ve gördüklerimiz ve okuduklarımız olabildiğince çeşitlilik arz ediyor: pornodaki sonsuz şehvetten ZDF Pazar akşamı filmlerindeki cinsiyetsiz romantizme kadar. Tavsiye kitapları, cinselliğin aşırı değerlendirilmesinden, her aşk hayatına yeni bir canlılık getirmesi beklenen pratik ipuçlarına kadar her yöne doğru yayılıyor. Peki çiftler kendileri için ne kadar seksin normal olduğu sorusuyla nasıl başa çıkabilir?

Karşılaştırma yapmak pek yardımcı olmuyor

Hayatlarımız ve ilişkilerimiz evrelerden geçer. Cinselliğin daha önemli veya daha az önemli olabileceği zamanlar vardır. Bir bireyin kendisiyle ne sıklıkta seks yaptığı zaten yüksek derecede değişkenlikle karakterize edilir. Bir kişi bunu günde birkaç kez yaparken, bir diğeri henüz mastürbasyonu bile keşfetmemiştir. Ergenlik döneminde genel olarak hayata odaklanmak zor olsa da, geleceğin aile babasının aklında seks dışında her şey olabilir. Bazı insanlar hayatları boyunca çok az arzu duyarken ya da hiç duymazken, diğerleri kadınlıklarını ya da erkekliklerini cinsel aktivite üzerinden tanımlar. Cinsel biyografi, fiziksel aşkla nasıl ilişki kurduğumuz sorusunda da önemli bir rol oynar. İstismara maruz kalmış ya da şehvet düşmanı bir yetiştirilme tarzına sahip kişiler genellikle çok daha az açık fikirlidir. Biz insanlar bir araya getirilemeyecek kadar farklıyız.

İstatistiksel olarak konuşursak, hem bir ilişkinin başlangıcında hem de daha gençken cinsel olarak daha aktifiz. Yirmili yaşlardaki çiftler ayda yaklaşık on kez, 70'li yaşlardaki çiftler ise ayda bir kez birlikte oluyorlar, ancak bu rakamlar sadece cinsel ilişkiyle ilgili. Bu durumda akla hemen seksi nasıl tanımladığımız sorusu geliyor. Sadece cinsel ilişkiyi mi sayıyoruz yoksa elle ve ağızla uyarılmayı da dahil ediyor muyuz? O zaman rakamlar farklı görünecektir. Özellikle yaşlı insanların birlikteliklerinde, diğer cinsel uygulamalar ve şefkat önemli bir rol oynamakta ve önem açısından cinsel ilişkinin yerini almaktadır. Ve birçok kadın, kapsamlı bir ön sevişme sırasında kendisine zevk verilseydi belki de çok daha sık seks yapardı. Bu da bizi bir başka önemli noktaya getiriyor: kadın cinselliği daha çok bir karşılaşmanın kalitesiyle ilgiliyken, erkekler çok sayı odaklıdır . "Geçen ay sadece üç kez seks yaptık!" derler ve bilinçli ya da bilinçsiz olarak partnerlerini baskı altına alırlar. Baskı bir numaralı şehvet katilidir. Ve sadece bu üç sefer partneriniz için çok tatmin edici olmuş olabilir.

Normal olan, bir çiftin kendini rahat hissettiği şeydir

Anlatmaya çalıştığım şey, bir çiftin cinselliklerine hangi perspektiften bakması gerektiğidir. Doğru/yanlış/normal için bir formül bulmaktan uzaklaşmamız gerekiyor. Çünkü böyle bir şey yok. Her insanın ve her çiftin özel bir geçmişi ve dinamiği vardır. Doğum, ölüm ya da işsizlik gibi haz karşıtı stres zamanları, daha haz verici zamanlarla dönüşümlü olarak yaşanır. Dolayısıyla cinsel ilişki sayısı da ilişki süresince önemli ölçüde değişir. Sonuç olarak, nasıl tanımladığınızdan bağımsız olarak, bir çiftin ne sıklıkta ya da hiç seks yapıp yapmadığı önemli değildir. Önemli olan bir çiftin birbirinden memnun olması ve diyalog içinde olmasıdır. Zihinsel ve duygusal olarak birbirine bağlı olanlar tüm aşamalarda iyi yaşayabilirler. Bu durumda, haftada beş kez ya da yılda bir kez bile doğru olabilir.

Anja Drews - ORION için nitelikli seks eğitmeni