Bu cümleyle, bu kelimelerle Ina ve Ralf (52) neredeyse dört yıl önce tanıştılar. Ina o zamanlar bu karşılaşmanın özel hayatının yalanı olacağını bilseydi, Ralf'in teklifini kesinlikle kabul etmezdi. İkisi de arkadaşlarıyla bir barda içki içmektedir. Ralf odanın diğer tarafından Ina ile göz teması kurar. Adam ona doğru yürürken, Ina onun koyu renk gözlerini hemen fark eder. Daha sonra o sıcak, sakin sesiyle onunla konuştuğunda, Ina neredeyse anında vurulur.

Bütün gece konuşurlar ve en kısa zamanda tekrar görüşeceklerine söz vererek ancak şafak vakti evlerine dönerler. Ina şaşkına dönmüştür. Gerçek aşk gerçekten var olabilir miydi? Dört başarısız ilişkiden sonra, umut vardır. Sonunda bir erkekle mutluluğu bulma umudu.

Ve gerçekten de, bu büyük bir aşk ilişkisinin başlangıcıdır. Beklenmedik duygular, harika seyahatler, derin sohbetler - Ina sonunda ona ulaşmış, onu, ruh eşini bulmuştur. Altı ay sonra iki Dresdenli birlikte yaşamaya başlar ve bir yıl sonra düğün çanları çalar. Ina çok sevinir. Ancak vergi memurunun fark etmediği şey, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığıdır. Sevgili kocasının karanlık bir sırrı vardır.

Ralf bu konuda açıktır. "Avukatlık mesleği ona çok uygundu. Kendini başkalarının yerine koymakta ve onları kendi tarafına çekmekte çok iyiydi. Daha önce tamamen zıt görüşlere sahip olsalar bile, her zaman birilerini bir görüşe ikna etmeyi başarırdı. Bu takdire şayandı," diye hatırlıyor Ina.

"Beni gerçekten derinden etkileyen şey onun hayat hikayesiydi. Aslen Berchtesgaden'de büyümüştü. Annesi o doğduğunda ölmüş, babası alkolik olmuş ve Ralf 16 yaşındayken onu ve kendisinden üç yaş küçük kardeşi Stefan'ı yalnız bırakmış. Çok erken yaşta sorumluluk almak zorunda kalmış." Ralf, Ina ile hikayesi, bağlanma ve kaybetme korkusu ve ayrıca ilk eşi hakkında açıkça konuşuyor. Altı yıl önce, henüz 42 yaşındayken nasıl dul kaldığı hakkında. "Merhum eşi Maria'yı öğrendiğimde nutkum tutuldu. Bana onunla birlikte çekilmiş eski fotoğraflarını gösterdi ve kanserin kazandığını görmenin ne kadar korkunç olduğunu anlattı. Ve karısına ölümüne kadar nasıl eşlik ettiğini anlattı. Ölüm yıldönümünde onun için bir mum yaktık."

Ina, Ralf'in geçmişi hakkında bu kadar açık olması gerçeğini seviyor. Daha önce hiçbir erkek ona karşı bu kadar dürüst olmamıştı. Ayrıca onun maceraya olan açlığını da takdir ediyor. Ne de olsa kendisi de uzak ülkelere seyahat etmekten hoşlanıyor. Ve böylece çift her boş dakikalarını seyahat ederek geçiriyor. "Her zaman seyahat ederdik. Sadece hafta sonu için bile olsa." Dezavantajı: Ina, Ralf'in arkadaşlarını neredeyse hiç göremiyor. Sadece Ulli ve Andi'yi tanıyor. Ralf onları ancak Dresden'e taşındıktan sonra tanımış. "Meslektaşlarıyla dostane bir ilişki kurmak istemiyordu. Bunu anlıyordum" diye açıklıyor Ina. Ve kim sevdiği adamın sözlerinden şüphe eder ki? Kayıtsız şartsız güvendiğiniz kişinin. Ancak üç yıllık evliliğin ardından bir gün Ina'nın hayatı iskambil kağıtlarından bir ev gibi yıkılır.

"Bir Perşembe günü arkadaşım Maren ile buluştuğumu hatırlıyorum. Çok sessiz ve telaşlı biriydi. Israrım üzerine bana bir arkadaşının Noel partisinden bir fotoğraf gösterdi. Arka planda Ralf'ımı açıkça görebilirsiniz. Onun orada ne işi var? Çok sinirlendim ve onunla yüzleştim." Ralf her şeyi kabul ediyor. Kendisi avukat değil, bir kamu kurumu için çalışıyor. "Altımdan halıyı çekti. Ağlamadan duramadım. Aşkımız bir yalanla başlamıştı. Peki ya bana söylediği diğer her şey? Bütün gece konuştuk. Anlattıklarının hiçbiri doğru değildi. Ailesi ayrı ama sağlıklı ve Münih yakınlarında yaşıyorlar. Maria mı? "Sadece bir tanıdık."

Ralf ona neden böyle yalan söylediğine dair bir cevap veremez. Ina paylaştıkları daireden taşınır. Ve kısa süre sonra profesyonel yardım ister. "Bu inanılmaz aldatmacanın üstesinden tek başıma gelemeyeceğimi biliyordum. Psikoloğum daha sonra bana Ralf'in bir pseudolog, patolojik bir yalancı olduğunu açıkladı. Onun yardımıyla şimdi bu hikayeyle yüzleşmeye çalışıyorum. Ralf ile irtibatımı kestim. Evet, onu hala bir yerlerde seviyorum. Ama tanımadığınız biri için aşk ne kadar gerçek olabilir ki?"